Herkese tekrar merhabalar 👋
Pek çok kişi gelecekte ulaşmak umuduyla bazı hedefler belirliyor ve bu hedefler doğrultusunda adımlarını atıyor. Peki koyduğumuz bu hedefler ne kadar gerçekçi? Hedeflerimiz ne kadar yüksek seviyede olursa o kadar iyidir diyebilir miyiz? Bunun ne önemi var diye düşünebilirsiniz. Ancak yapılan birçok araştırma durumun aksini iddia etmektedir. Yani koyduğumuz hedefler, başarıya giden yolda bir rehberdir. Bu rehber ne kadar gerçekçi olursa aslında doğru yolu bulmamız da o kadar kolay olur diyebiliriz. Her neyse lafı daha fazla uzatmadan hemen bu konuda yapılmış bir çalışmaya ve sonuçlarına bakalım isterseniz 😊
Bu konuda yapılmış ve bilim camiasında genel olarak kabul görmüş bir çalışmayı inceleyeceğiz. Bu makalenin adı:
Hedef belirleme ve görev performansı teorisi (A theory of goal setting & task performance)
"A Theory of Goal Setting & Task Performance" makalesi, Edwin A. Locke ve Gary P. Latham tarafından yazılmış ve 1990 yılında Prentice-Hall tarafından yayınlanmıştır. Makale, hedef belirleme teorisinin temellerini ve bu teorinin görev performansı üzerindeki etkilerini incelemektedir. Bu makalede Edwin Locke ve Gary Latham, hedef belirlemenin iş ve görev performansıyla nasıl ilişkili olduğunu ortaya koyan bir teori geliştirmişlerdir. Bu teoriye göre net, zorlayıcı, bağlılık gerektiren, geri bildirimli ve karmaşık olmayan hedefler motivasyonu ve başarıyı artırmaktadır. Locke ve Latham'ın hedef belirleme teorilerinde 11 temel prensip şunlardır;
- Hedefler, performansı yönlendiren bir etkiye sahiptir.
- Hedefler, bireyin dikkatini, çabasını, sürekliliğini ve strateji geliştirmesini etkiler.
- Hedefler, bireyin kendini düzenlemesini sağlar.
- Hedefler, bireyin öz-yeterlilik algısını, bağlılığını ve tatminini etkiler.
- Hedefler, bireyin geribildirim alma ve değerlendirme ihtiyacını artırır.
- Hedefler, bireyin öğrenme ve gelişimini destekler.
- Hedefler, bireyin yaratıcılık ve yenilikçilik kapasitesini artırır.
- Hedefler, bireyin işbirliği ve takım çalışması becerilerini geliştirir.
- Hedefler, bireyin sorumluluk ve etik bilincini yükseltir.
- Hedefler, bireyin kendine güvenini ve motivasyonunu pekiştirir.
- Hedefler, bireyin başarı ve mutluluk duygusunu kuvvetlendirir.
Bu prensipler, hedef belirlemenin insan davranışı üzerindeki olumlu etkilerini göstermektedir. Hedef belirlemenin, bireyin hem kişisel hem de profesyonel hayatında başarılı olmasına yardımcı olduğu açıktır. Ancak, hedef belirlemenin faydalarından yararlanmak için, hedeflerin doğru şekilde belirlenmesi ve uygulanması gerekmektedir. Bu konuda, Locke ve Latham'ın bizlere sunduğu bazı ipuçları ise şunlardır:
- Hedefler, net, ölçülebilir, ulaşılabilir, anlamlı ve zamanlı olmalıdır.
- Hedefler, bireyin yetkinlik ve ilgi alanlarına uygun olmalıdır.
- Hedefler, bireyin kendisi tarafından belirlenmeli veya kabul edilmelidir.
- Hedefler, bireyin gerçekçi bir öz-değerlendirme yapmasını sağlamalıdır.
- Hedefler, bireyin gelişimine katkı sağlayacak geribildirimler içermelidir.
- Hedefler, bireyin başarısını ödüllendirmeli ve kutlamalıdır.
- Hedefler, bireyin destekleyici bir ortamda çalışmasını sağlamalıdır.
Bu ipuçları, hedef belirlemenin nasıl daha etkili ve verimli bir şekilde yapılacağını göstermektedir. Hedef belirlemenin, bireyin performansını, motivasyonunu ve tatminini artırmak için güçlü bir araç olduğu söylenebilir. Hedef belirlemenin, bireyin hayatını daha iyi ve daha mutlu bir hale getirmek için kullanılabilecek bir yöntem olduğu da iddia edilebilir.
Bu bağlamda, yapılan gözlem ve sonuçları ise şu şekildedir;
Üniversite öğrencilerine 10 matematik problemi çözmeleri için 10 dakika süre veren bir deney gerçekleştirmişlerdir. Öğrenciler, deneyden önce farklı düzeylerde hedefler alırlar. Hedefler, ulaşılabilir (8 veya 9 doğru), ulaşılması çok zor (10 doğru) veya belirsiz (en iyisini yapın) olarak tanımlanır. Öğrencilerin performansı, doğru cevap sayısı ve süre olarak ölçülür. Ayrıca, öğrencilerden kendilerine güven, motivasyon ve zorluk algısı gibi değişkenleri değerlendirmeleri istenir.
Araştırmanın sonucunda, ulaşılması çok zor hedeflere sahip olan öğrencilerin, ulaşılabilir veya belirsiz hedeflere sahip olanlardan daha az doğru cevap verdikleri ve daha fazla zaman harcadıkları bulunmuştur. Ayrıca, ulaşılması çok zor hedeflere sahip olan öğrencilerin, kendilerine güvenlerinin ve motivasyonlarının da daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar, hedef belirleme teorisinin beş ilkesinin önemini göstermektedir. Hedeflerin, net, zorlayıcı, bağlılık gerektiren, geri bildirimli ve daha az karmaşık olması gerektiğini vurgulamaktadır.
Kısacası, henüz yolun başındayken ulaşılamaz finansal özgürlük hedefleri belirlemek, kendimize olan güvenimizi ve motivasyonumuzu düşürebilir. Bunun yerine, hedef belirleme teorisinin beş ilkesini uygulayarak daha ulaşılabilir ve gerçekçi hedefler belirleyebiliriz 😇
Bu yazıda, Locke ve Latham'ın hedef belirleme teorilerini ve bunların insan davranışı üzerindeki etkilerini özetlemeye çalıştım. Umarım bu araştırma, sizin de hedef belirleme konusunda daha bilinçli ve başarılı olmanıza yardımcı olur. Hedef belirlemenin, hayallerinizi gerçekleştirmenin ilk adımı olduğunu unutmayın 😊
Vakit ayırıp okuduğunuz için ve bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.
Yeniden görüşmek dileğiyle...
Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...