Merhaba arkadaşlar,  




Kasım ayının o kendine has güzelliklerini hissettiniz mi? Sararan yaprakların dökülüşü, soğuk havanın yanaklarda bıraktığı hafif kızarıklık ve akşamüstü çayınıza eşlik eden sıcak bir battaniyenin huzuru... Kasım, hem vedaları hem de yeni başlangıçları içinde barındıran yılın en özel aylarından biri bana göre.  



Ve işte bir sabah uyanıyorsunuz, pencerenin dışında sessizce dans eden kar taneleri… Her biri sanki ayrı bir hikâye anlatıyor. Bu manzara karşısında bir fincan sıcak kahve ya da çay alıp pencerenin önüne kurulmak, dünyayı dışarıda bırakıp o anın tadını çıkarmak gibisi yok. Kar, sadece bir mevsim değişikliği değil aynı zamanda hayatın biraz yavaşlaması ve durup derin bir nefes alması için fırsat aslında ❄️☕✨.


Her neyse daha fazla uzatmadan, artık Kasım ayı portföy durumuna bakalım! Bu ay neler olmuş, hangi yatırımlar kış uykusuna yatmış, hangileri filizlenmiş? Buyurun, detaylara geçelim! 😊📊



Tabloya baktığımızda, uzun bir aranın ardından bu ay BIST portföyümde ilk kez dolar bazlı bir yükseliş yaşandı. Önceki aya göre yaklaşık %7'lik bir artış kaydedildi. Bunun yanı sıra, TTRAK’tan 437,1 TL ve FROTO’dan 218 TL olmak üzere toplamda 655,1 TL temettü geliri elde ettim. Ayrıca, Eurobond kupon ödemelerinden toplamda 86,25 $ (yaklaşık 2.945 TL) gelir sağladım. Bu rakamlarla birlikte, Kasım ayında toplamda yaklaşık 3.600 TL pasif gelir elde etmiş oldum. Bu hareketlilik, portföyümün kış soğuğunda dahi ısınmaya başladığını hissettirdi 😊📈


Bu ay portföyüme yaptığım eklemelere gelirsek 2 AKSA, 1 FROTO, 1 TOASO, 1 ISDMR, 1 TTRAK, 3 ISMEN ve 5 SISE hissesi ekledim. Ayrıca bir de 1000 nominal, yani yaklaşık 800 $ değerinde bir Eurobond daha portföyüme kattım. Böylece toplam portföy büyüklüğüm 16.921,69 $ seviyesine ulaştı. Gelen tüm pasif gelirleri de hiç bekletmeden bu alımlarda değerlendirdim. Son olarak EREGL %100 bedelsiz sermaye artışına gitti ve bu nedenle lot sayım 2'ye katlandı. Ufak da olsa yükselişler görmek, bir şeylerin kıpırdamaya başladığını hissetmek gerçekten güzel. Umarım gelecekte bileşik büyümenin gücünü daha fazla hissetmeye başlarım 😊📈



Her bir alımın fiyatını tek tek not etmek oldukça zaman alıcı oluyor. Bu yüzden, bu ay içinde eklediğim toplam lot sayısını ve bu lotların ay sonunda ulaştığı toplam değeri sizlerle paylaşmak istedim. Yukarıdaki tabloya baktığınızda, bu ay BIST tarafında çok fazla alım yapamadığımı görebilirsiniz. Ancak, ay içinde eklenen lotların toplamının ay sonunda 2.326,1 TL değerine ulaştığını belirtmek isterim. Bunun yanı sıra, bu ay eklediğim yeni Eurobond ile birlikte toplam Eurobond sayım 3’ten 4’e yükseldi. Küçük ama etkili adımlar atmaya devam! 😊

Geçtiğimiz ay iş pozisyonumda bir değişiklik yaşandığından bahsetmiştim. Bu değişiklik sayesinde, ilk defa bu ay maaşımda küçük de olsa bir artış oldu. Ayrıca, yaz dönemindeki taşınmanın getirdiği borçların bir kısmını da kapatmayı başardım. Ancak ne yazık ki bu borçların yerini bu kez de kasko, sigorta ve bakım gibi yeni taksitler aldı. 😊 

Kısaca toparlamak gerekirse, yatırım serüvenim tüm hızıyla devam ediyor. Yıl sonuna kadar 20.000 dolarlık portföy hedefime ulaşmak biraz zor görünüyor, ancak bu beni durdurmuyor; elimden geldiğince bu hedefe yaklaşmak için çalışmaya devam edeceğim. Yolun daha başındayız ve önümüzde aşılması gereken birçok engel, keşfedilecek fırsatlar var. Bu süreçte yanımda olup tecrübelerimi sizinle paylaşmamı mümkün kıldığınız için hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Bu yolculuğu sizlerle birlikte yaşamak gerçekten çok keyifli! 🙏✨

Sevgi ve başarı dileklerimle, bir sonraki güncellememizde tekrar görüşmek üzere!


“Birikim, geleceğin sessiz bekçisidir; lüks ise anın doyumsuz hırsızı.”


Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...


 Herkese yeniden merhabalar 👋



Aylardır ufak ufak portföyüme eklemeler yapıyorum; adeta bir kavanoza taş ekler gibi... Ancak her eklediğim miktarın sanki buhar olup uçtuğunu hissediyorum. Her katkıda, portföyde gözle görülür bir fark görmeyi umuyorum ama büyüme sanki bir kara delik gibi her şeyi yutuyor! Her ay biraz daha ekleme yapıyorum, ama grafiklere baktığımda büyük bir sıçrama göremiyorum. Sanki eklenen miktarlar, portföyde kayboluyor gibi. İşte tam bu noktada “Nereye gidiyor bu paralar?” diye sormadan edemiyorum.

Yine de her şeye rağmen portföydeki hisse lotlarım yavaş yavaş artıyor; AKSA, FROTO, EREGL... Hangi hisseye baksam, önceki aya göre bir miktar daha fazlasını görmenin küçük de olsa bir tatmini var. Evet, büyük bir kazanç gibi gözükmüyor belki ama her eklenen lotun bana uzun vadede sağlayacağı katkıyı düşününce, her biri gözümde ayrı bir değer kazanıyor.


Her neyse daha fazla uzatmadan gelin bu ay neler olmuş, beraber inceleyelim isterseniz.  



Tabloya baktığınızda, geçen aya göre portföyümde yine öyle büyük bir hareket olmadığını göreceksiniz. Evet, portföyüm hemen büyümüyor belki ama şu kara delik sanki gittikçe büyüyor 😀  Yinede eninde sonunda, bir gün o kara deliğin aşırı şişme sonucu patlayacağına ve tüm bu görünmez birikimlerin büyük bir sıçramaya dönüşeceğine inanıyorum 💪 Bu yüzden kara deliği beslemeye devam edeceğim; sonuçta ucuza daha fazla lot alabiliyorum, bu da uzun vadede bana büyük avantaj sağlayacak. Aslında her ne kadar serzenişte bulunuyor gibi görünsem de halimden oldukça memnunum diyebilirim. Çünkü süreç sonunda kara deliği uğurlayacağımı ve geriye sağlam bir portföy bırakacağımın farkındayım. O güne kadarda küçük katkılarla bu kara deliği büyütmeye devam 😊


Bu ayın eklemelerine bakacak olursak da 51 TUPRS, 1 AKSA, 1 FROTO, 4 EREGL, 6 TOASO, 4 ISDMR, 1 TTRAK, 7 ISMEN, 2 KORDS ve 5 SISE eklemesi yaptım. Toplam portföy büyüklüğüm ise 15.085,19 $ seviyesine ulaştı. Ayrıca ay başında TUPRS’dan 8065 TL temettü ödemesi aldım 😇 Bu temettüyü de yine TUPRS alımında değerlendirdim, kara deliğe biraz daha katkıda bulunmuş gibi oldum belki ama lotlarımın artıyor olması beni mutlu ediyor.


Her bir alımın fiyatını tek tek not etmek oldukça zamanımı alıyor. Bu nedenle, ay içinde eklediğim toplam lot sayısını ve bu lotların ay sonunda ulaştığı değeri sizlerle paylaşmak istedim. Yukarıdaki tabloya baktığımızda, ay içinde eklenen lotların toplamının ay sonunda 11.110,26 TL'ye ulaştığını görebilirsiniz.

Bu ay bir de iş pozisyonumda bir değişiklik yaşandı. Bu değişiklikle birlikte maaşımda ufak da olsa bir artış olacak. Bu artış, her ay portföyüme biraz daha fazla katkıda bulunmam için bana fırsat sağlayacak.  Ayrıca yaz döneminde ki taşınmanın getirdiği borçlar da nihayet sona ermek üzere. Taşınma masrafları beni biraz yormuştu açıkcası, ancak bu ay borçların önemli bir kısmını kapatmayı başardım. Önümüzdeki aylarda artık bu yükün azalmasının verdiği rahatlıkla portföyüme daha fazla odaklanabileceğim.

Kısaca özetlemek gerekirse, yatırım yolculuğum tüm heyecanıyla devam ediyor. Yıl sonuna kadar 20.000 dolarlık portföy hedefime ulaşmak artık zor görünüyor, ancak elimden geldiğince bu hedefe yaklaşmaya çalışacağım. Bazen hedeflere tam olarak ulaşamasak bile onlara yaklaşmak da büyük bir başarıdır. Henüz yolun başındayız ve önümüzde daha birçok fırsat ve aşılması gereken zorluk olacak. Ayrıca bu finansal serüvende yanımda olduğunuz ve deneyimlerimi sizlerle paylaşabilme fırsatı verdiğiniz içinde hepinize içtenlikle teşekkür ederim 🙆

Sevgi ve başarı dileklerimle, bir sonraki güncellememizde görüşmek üzere!


“Birikim, geleceğin sessiz bekçisidir; lüks ise anın doyumsuz hırsızı.”


Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...

Merhabalar değerli takipçiler 👋



2009 yılında halka açık en büyük 10 şirkete 5'er bin dolar olmak üzere toplamda 50 bin dolar yatırım yaptığınızı varsayalım. Şimdiye kadar bu yatırım nasıl performans gösterdi? Temettü getirileri ne kadar oldu ve bu temettüler yıllık asgari ücret karşısında nasıl bir değer oluşturdu? Bu soruları üç farklı tablo ile detaylandırarak inceleyelim.


1. Temettü Gelirleri: Yıllık Ne Kadar Kazandık?



İlk olarak, yatırımlarımızın her yıl ne kadar temettü getirdiğine bakalım. 2009'dan itibaren bu 10 şirketten her sene aldığımız temettülerin toplamı, yıllık bazda değişiklik göstermiştir. Tablodaki verilerden görüyoruz ki, şirketler hem temettü oranlarını artırmış hem de bu oranlar yatırımın geri dönüşünü güçlendirmiştir. 2010 yılında toplamda 2455 dolar temettü elde ederken, 2024 yılına gelindiğinde bu rakam 4478 dolar seviyesine ulaşmıştır.


Yatırım sürecinde temettüler her yıl yeniden yatırım yapılmış olsaydı, bu da bileşik getirilerin daha yüksek seviyelere ulaşmasını sağlayacaktı. Ancak bu hesaplama temettülerin yatırımcı tarafından harcandığı veya başka amaçlarla kullanıldığı varsayımıyla yapılmıştır.


2. 15 Yılda Portföy Ne Kadar Büyüdü?



İkinci tablo, yatırım yaptığımız şirketlerin 15 yıl içindeki performansını göstermektedir. 2009'dan 2024'e kadar bu 10 şirketin hisse fiyatları ne kadar arttı? Portföyün toplam büyüme oranı nedir? Şirket bazında performans farklılıkları gözlemlenmekle birlikte, genel portföyümüz % 92,62 oranında büyümüştür. 15 senelik dolar enflasyonunun %47 olduğunu düşünürsek bu rakam enflasyon üzeri getiri demek.


Örneğin, FROTO şirketi bu süreçte % 348,70 büyürken, EREGL şirketi % 2,5 büyüme kaydetmiştir. Ancak portföyün geneli göz önünde bulundurulduğunda, yapılan yatırımlar değer kazanmış ve 50 bin dolarlık başlangıç yatırımı 2024 yılında yaklaşık 96.311 dolar seviyesine ulaşmıştır.


Bu süreçte bazı şirketlerin diğerlerine göre daha hızlı büyüdüğünü, bazılarının ise daha mütevazı bir artış kaydettiğini görüyoruz. Yatırım portföyünün geniş kapsamlı olması, riskleri dengelemeye yardımcı olmuş ve uzun vadede güçlü bir büyüme sağlanmıştır.


3. Temettüler ve Asgari Ücret: Her Yıl Kaç Asgari Ücret Kazandık?



Üçüncü tablo, her yıl elde ettiğimiz temettülerin kaç asgari ücrete karşılık geldiğini göstermektedir. 2010 yılında aldığımız temettüler, o yılki asgari ücretle karşılaştırıldığında yaklaşık 6,7 seviyesindeyken, 2024 yılında bu rakam 9 olmuştur.


Her yıl değişen asgari ücret oranlarına baktığımızda, temettülerin reel anlamda daha fazla değer kazandığını görmekteyiz. Örneğin, 2015 yılında elde ettiğimiz temettü gelirleri 6,6 değerindeyken, 2019 yılında bu rakam 10,7 olmuştur. Bu da uzun vadeli temettü yatırımının enflasyon karşısında gücünü koruduğunu ve hatta zamanla reel getiriler sunduğunu göstermektedir.


Sonuç: Uzun Vadeli Yatırımın Gücü

Bu çalışmanın ortaya koyduğu en önemli sonuç, sabırlı ve uzun vadeli yatırımın, özellikle temettü getiren şirketlerde, yatırımcıya ne kadar güçlü geri dönüşler sağlayabileceğidir. 50 bin dolarlık bir yatırım, temettüler ve şirket büyümeleri sayesinde önemli bir değer kazanmış, temettü gelirleri ise yıllık asgari ücret bazında her geçen yıl daha da anlamlı hale gelmiştir.


Özetle, uzun vadede yatırım yaparken portföyün büyümesine ve temettü gelirlerine odaklanmak, yatırımcıyı sadece sermaye kazancı değil aynı zamanda sürekli bir gelir kaynağı elde etme fırsatıyla da buluşturabilir.


Yeniden görüşmek dileğiyle !

“Birikim, geleceğin sessiz bekçisidir; lüks ise anın doyumsuz hırsızı.”

Not-1: Tüm hesaplamalar için Google Finance verileri ve temettucu.com adresinden yararlanılmıştır.

Not-2: Geçmiş asgari ücret verilerine buradan ulaşabilirsiniz.

Not-3: $ enflasyonu hesaplama aracına buradan ulaşabilirsiniz.

Not-4: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...


Merhaba değerli takipçiler 👋



Haydi bugün sizlerle borsanın derinliklerine inen bir yolculuğa çıkalım. Borsa İstanbul’da işlem gören hisselerin ve BIST 30 endeksinin 10 yıllık performansını masaya yatıralım. 

İlk olarak Borsa İstanbul’un resmi web sitesinden, tam 572 şirketin ismini alarak başlayalım işe. Ardından, bu şirketler arasından 10 yıldır borsada işlem görmeye devam edenleri tespit edelim. Sanki uzun zamandır görmediğimiz dostlarımızı ararmışçasına 😊; kimler burada kalmış, kimler zaman içinde yok olup gitmiş... Ardından şirketlerin 10 yıl önceki ve bugünkü dolar bazlı fiyatlarını karşılaştırarak, uzun vadeli getirilerini hesaplayalım. Her biri, yatırımcısına ne kadar değer kattığını ya da belki de hayal kırıklığı yaşattığını tespit edelim.

Tüm bunları yaparken tabii ki BIST 30’u da unutmayalım. 10 yıl önce endeksin içinde yer alan şirketlerin performansını da inceleyerek, endeksin yıllar içindeki değişimini ve bunun getiriler üzerindeki etkisini anlamaya çalışalım. Çünkü biliyorum ki, hepimizin aklında "BIST 30" deyince güven ve güç geliyor. Ama zaman değişiyor ve endeksin yapısı da birlikte değişiyor. Kimler o dönemden bugüne kadar güçlü kalmayı başardı, kimler yerini başkalarına bıraktı, hepsine bakalım.

Öyleyse yolculuk başlasın :) İlk olarak verilerine ulaşabildiğim 572 adet şirketi listeledim ve ardından bu şirketler arasından 10 yıldır borsada işlem görmeye devam edenleri tespit ettim;



Liste çok uzun olduğu için sadece bir kısmını görsel olarak ekledim. Tüm listeye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz (Ayrıca anlık canlı durumu takipte edebilirsiniz).


Daha sonra hisselerin 10 sene önceki $ fiyatı ile bugünkü $ fiyatını karşılaştırdım (Google Finance üzerinden alınmış düzeltilmiş fiyatlardır). Görselden de görebileceğiniz üzere bazı hisseler $ bazlı ciddi getiriler sunarken bazıları ise kaybettirmiş. Ardından bu getirileri 10 senelik $ enflasyonu ile kıyasladım (Son 10 senelik $ enflasyonu = %32,9)

Son 10 yıldır borsada işlem gören 320 şirketin performansını incelediğimizde, dolar bazında enflasyon üstü getiri sağlayan 145 şirket bulunduğunu görüyoruz. Bu, tüm şirketlerin %45,31'ine tekabül ediyor. Öte yandan dolar bazında değer kaybına uğramayan şirketlerin sayısı ise 179 olarak tespit edildi, yani şirketlerin %55,94'ü $ bazlı değerini korumayı başardı.

BIST 30'a baktığımızdaysa, Ekim 2014'te endeksi oluşturan şirketler şunlardı: Garanti Bankası (GARAN), Akbank (AKBNK), Halkbank (HALKB), BİM Mağazaları (BIMAS), Sabancı Holding (SAHOL), İş Bankası (ISCTR), Turkcell (TCELL), Türk Hava Yolları (THYAO), Koç Holding (KCHOL), Tüpraş (TUPRS), Emlak Konut (EKGYO), Ereğli Demir ve Çelik (EREGL), Türk Telekom (TTKOM), Vakıfbank (VAKBN), Yapı Kredi (YKBNK), TAV Havalimanları (TAVHL), Arçelik (ARCLK), Enka İnşaat (ENKAI), Ülker (ULKER), Ford Otosan (FROTO), Tofaş (TOASO), Şişecam (SISE), Kardemir (KRDMD), Petkim (PETKM), Pegasus Hava Yolları (PGSUS), Tekfen Holding (TKFEN), Migros (MGROS), Doğan Holding (DOHOL), Koza Altın (KOZAL) ve Koza Madencilik (KOZAA).


Bu tabloda, Ekim 2014'te BIST 30 endeksinde yer alan şirketlerin 10 yıllık performansını dolar bazında görebiliyoruz. Şirketlerin güncel fiyatları ile 14 Ekim 2014'teki fiyatları karşılaştırılarak yüzde değişim oranları hesaplanmıştır.

Genel olarak tablo, şirketlerin çoğunluğunun dolar bazında değer kaybettiğini gösteriyor. Örneğin, Ereğli Demir ve Çelik (EREGL) ve Türk Telekom (TTKOM) gibi bazı şirketler, sırasıyla %-24,29 ve %-47,32 oranında ciddi düşüşler yaşamış. Bu durum, döviz kurundaki dalgalanmalar ve şirketlerin performanslarına etki eden diğer makroekonomik faktörler nedeniyle ortaya çıkmış olabilir.

Bununla birlikte, pozitif performans sergileyen bazı şirketler de mevcut. Örneğin, Ford Otosan (FROTO) %150,20 oranında bir artış göstererek en yüksek getirilerden birini sağlamış. Pegasus Hava Yolları (PGSUS) da %194,77'lik bir artışla dikkat çekiyor.

Tablonun genelinde, BIST 30 endeksindeki hisselerin ortalama artış oranı %8,93 olarak hesaplanmış. Her ne kadar 10 yıllık dolar enflasyonuna yenildiği görülse de, genel olarak endeks, dolar bazında bir kayıp yaşatmamış. Bu durum, güçlü performans gösteren bazı hisselerin, zayıf performans sergileyenleri dengelediğini ve endeksin uzun vadede belirli bir direnç gösterdiğini ortaya koyuyor.


10 yıl boyunca her gelen temettü ile yeniden aynı hisse alındığında, getirilerde önemli farklılıklar gözlemleniyor. Tabloda, temettülerin yeniden yatırıma dönüştürülmesi durumunda şirketlerin dolar bazlı getirilerinin nasıl değiştiği gösteriliyor. Hesaplamalar, temettucu.com verilerine dayanarak yapılmıştır.


Tabloya baktığımızda, bazı hisselerin bu stratejiyle önemli ölçüde daha iyi performans gösterdiği dikkat çekiyor. Örneğin, Ereğli Demir ve Çelik (EREGL) normalde %-24,29 değer kaybı yaşarken temettülerin geri yatırılması stratejisi sayesinde %31,99 ile neredeyse enflasyona paralel bir getiri sağladığı görülüyor. 

Genel olarak, bu yaklaşımın BIST 30 hisseleri üzerinde ortalama %18,63 oranında bir getiri sağladığı görülüyor. Her ne kadar bu oran 10 yıllık dolar enflasyonuna karşı tam bir koruma sağlamasa da, temettülerin yeniden yatırılması, uzun vadeli yatırımcılar için dolar bazında değer kaybını azaltan önemli bir strateji olmuştur. Tablodaki verilere bakarken şunu da unutmamak gerekiyor: BIST 30 endeksinde yer alan birçok şirket, son 10 yıl boyunca hiç temettü vermemiş. Bu da temettülerin yeniden yatırılmasının getirilere olan etkisini sınırlayan bir faktör. Özellikle bazı şirketler, zorlu ekonomik koşullar ve sektörel zorluklar nedeniyle temettü ödemelerinde kesintiye gitmiş veya hiç temettü dağıtmamış. Bu durum, uzun vadeli yatırımcılar için daha düşük toplam getiri anlamına gelirken, temettü stratejisinin sınırlı bir şekilde uygulanabilmesine neden olmuş.

Ayrıca BIST 30 endeksini detaylı incelediğimizde, birden fazla banka hissesinin yer aldığını görüyoruz. Bu durum, endeks üzerinde belirli bir baskı oluşturabilir. Ancak, sıradan bir yatırımcının perspektifinden bakarsak BIST 30'a yatırım yapmak isteyen biri muhtemelen her sektörden en fazla bir veya iki şirket seçecektir. Bu yaklaşımla, yatırımcı elde ettiği temettüleri yeniden yatırıma dönüştürmese ve harcasa bile, dolar bazında enflasyonun üzerinde bir getiri elde etme şansı oldukça yüksek görünmektedir.


Sonuç olarak, BIST 30'un 10 yıllık performansına baktığımızda, hem kazandıran hem de kaybettiren hisselerin olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. Her ne kadar bazı şirketler dolar bazında güçlü getiri sağlamış olsa da, endeks genel olarak zor zamanlardan geçmiş ve hâlâ tarihi zirvelerinin oldukça altında seyrediyor. Temettülerin yeniden yatırıma dönüştürülmesi bazı hisselerde getiriyi artırmış olsa da, birçok şirketin temettü vermemesi bu stratejinin etkisini sınırlamış durumda.

Tüm bu veriler, piyasanın dalgalı doğasını bir kez daha ortaya koyuyor. Umarım bu yazı, borsada uzun vadeli yatırım yaparken nelere dikkat etmeniz gerektiği konusunda size küçük de olsa bir ışık tutmuştur. Her adımda biraz daha bilinçli, biraz daha sağlam ilerlemeniz dileğiyle. Borsa yolculuğunuzda bol şans ve kazançlar dilerim.

Yeniden görüşmek dileğiyle !

“Birikim, geleceğin sessiz bekçisidir; lüks ise anın doyumsuz hırsızı.”


Not-1: Canlı hesaplama tablosuna buradan ulaşabilirsiniz.

Not-2: $ enflasyonu hesaplama aracına buradan ulaşabilirsiniz.

Not-3: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...


   Yeniden merhabalar değerli yatırımcılar!



Eylül ayını geride bırakırken portföyümdeki son durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bazen yatırım dünyasında öyle bir noktaya gelirsiniz ki, her şey biraz daha durulur. Tıpkı dalgaların yavaş yavaş çekildiği bir sahil gibi. Portföy durumu da benim için tam olarak öyle şuan. Aylık eklemelere devam ettikçe sanki denizin daha da içe doğru çekildiğini hissediyorum. Adeta bir kara delik gibi her eklememi portföy yutuyor adeta :)


Ancak bir yatırımcı olarak her zaman büyük kazançlar veya kayıplar yaşamak zorunda değilsiniz. Bazen durgun bir deniz, gelecekteki büyük fırsatlar için sabırlı olmanız gerektiğini hatırlatır. Bu durumu daha iyi anlatabilmek için, tanıdığım bir yatırımcının hikayesini paylaşmak istiyorum. Kendisi, sürekli piyasalara girip çıkan biri olarak tanınıyordu. Her dalgalanmayı yakalamak için çabalarken, bu yaklaşımın onu nasıl yıprattığını zamanla fark etti. Sürekli değişim peşinde koşmanın, uzun vadede getirisiz kaldığını anlaması uzun sürmedi. Bir gün bana şöyle dedi: "Bazen fırtınalar kopar, bazen de deniz sakindir; ama tekneyi ilerletmek ve sabırlı olmak gerekir. O yolculuk, hedefe ulaşmadan önce sabırla sürdürülmelidir." Bu sözler, sabırlı olmanın ve sakin kalmanın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor bana. 


Her neyse daha fazla uzatmadan gelin bu ay neler olmuş, beraber inceleyelim.  



Tabloyu incelediğinizde, geçen aya göre portföyümde büyük değişiklikler olmadığını göreceksiniz. Ancak bu stabil ilerleyişten duyduğum mutluluğu da ifade etmek isterim. Piyasa dalgalanmalarının sık yaşandığı günlerde, portföydeki dengeyi koruyabilmekte oldukça önemli. Bu durum, hem risk yönetimi açısından hem de gelecekteki fırsatları değerlendirme noktasında beni tatmin ediyor. Stabil bir portföy, yatırımcı olarak kendime güvenmemi sağlarken, uzun vadede sağlam adımlarla ilerlediğimi de gösteriyor.

Bu ay EGEEN ve TUPRS hariç tüm hisselerde alımlar gerçekleştirdim. 4 AKSA, 1 FROTO, 10 EREGL, 2 TOASO, 81 ISDMR, 2 TTRAK, 32 ISMEN, 9 KORDS ve 70 SISE eklemesi yaptım. Toplam portföy büyüklüğüm ise 15.770,42 $ olarak gerçekleşti.


Her bir alımın fiyatını tek tek not etmek oldukça zamanımı alıyor. Bu nedenle, ay içinde eklediğim toplam lot sayısını ve bu lotların ay sonunda ulaştığı değeri sizlerle paylaşmak istedim. Yukarıdaki tabloya baktığımızda, ay içinde eklenen lotların toplamının ay sonunda 11.292 TL'ye ulaştığını görebilirsiniz.

Aylık alım miktarım, henüz istediğim seviyelerin oldukça gerisinde. Bunun başlıca nedeni, yaz döneminde yaşadığımız taşınma süreci ve karşılaştığımız beklenmedik masraflar. Ancak, ilerleyen aylarda borç yükümüzü hafiflettikçe, alımlarımın miktarında da bir artış göreceksiniz. Amacım, genel olarak aylık ekleme miktarımı 30 bin TL civarına çekmek. 

Kısaca özetlemek gerekirse, yatırım yolculuğum tüm heyecanıyla devam ediyor. Yıl sonuna kadar 20.000 dolarlık portföy hedefime ulaşmak için her gün küçük ama kararlı adımlarla ilerliyorum. Henüz yolun başındayız ve önümüzde daha birçok fırsat ve aşılması gereken zorluk var. Bu finansal serüvende yanımda olduğunuz için, deneyimlerimi sizlerle paylaşabilme fırsatı bulduğum içinde hepinize içtenlikle teşekkür ederim. 

Sevgi ve başarı dileklerimle, bir sonraki güncellememizde görüşmek üzere!


“Birikim, geleceğin sessiz bekçisidir; lüks ise anın doyumsuz hırsızı.”



Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...

 Merhaba arkadaşlar,



Eurobond kupon gelirleriyle yaşamak isteyen yatırımcılar için uzun vadeli finansal güvence sağlamak kritik bir meseledir. Enflasyonun getirdiği erimeye karşı, sadece kupon gelirleriyle yaşamak mümkün olsa da, zaman içinde alım gücünün korunabilmesi için kupon gelirlerinin belirli bir kısmının yeniden Eurobond alımlarına yönlendirilmesi gereklidir. İşte bu noktada, "güvenli geri ekleme oranları" kavramı devreye girer. Bu oranlar, kupon gelirlerinden ne kadarının tekrar yatırıma yönlendirilmesi gerektiğini gösterir ve böylece enflasyonun olumsuz etkilerine karşı bir koruma sağlar.


Bu yazıyı ve hesaplama aracını oluşturma sebebim, yatırımcıların sadece kupon gelirlerine bağımlı kalırken aynı zamanda enflasyona karşı da dirençli bir strateji oluşturabilmelerine yardımcı olmaktır. Yatırım kararlarınızı daha bilinçli almanızı sağlamak ve Eurobond'larla finansal özgürlüğe ulaşırken olası riskleri minimize etmek için aşağıdaki görselde yer alan Eurobond Güvenli Geri Ekleme Oran Tablosu'nu hazırladım. Kupon oranlarının %8,5 ile %5,5 arasında değiştiğini varsayarak ve 3 yıldan 100 yıla kadar uzanan ABD doları enflasyon oranlarını hesaplayarak, size uzun vadeli bir perspektif sunmayı amaçladım.



Eurobond Güvenli Geri Ekleme Oran Tablosu, Eurobond yatırımcılarının enflasyona karşı korunurken kupon gelirlerinden nasıl faydalanabileceklerini gösterme amaçlı hazırlanmıştır. Bu tablo sayesinde farklı kupon oranları ve yatırım süreleri için, kupon gelirlerinin ne kadarının yeniden Eurobond alımına yönlendirilmesi gerektiğini görebilirsiniz.

Merhaba arkadaşlar,



Ağustos ayını da geride bıraktık ve her zamanki gibi, bu ay da portföyümdeki gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Dürüst olmak gerekirse, önceki aylardan çok da farklı bir süreç yaşanmadı. Yapılan eklemelere rağmen portföy milim ilerlemedi 😊 Aslında bu durumu, genç bir ağacın büyüme sürecine benzetebiliriz. Bilirsiniz, ağaçlar ilk dikildiğinde gözle görülür bir büyüme sergilemezler. Toprak altında kökleri yayılır, sağlam bir temel oluştururlar. Bu süreçte dışarıdan bakan biri hiçbir gelişme görmeyebilir, hatta ağacın hiç büyümediğini düşünebilir.



İşte portföyüm de şu anda benzer bir aşamada. Yeni yatırımlar yapıyorum, stratejimi geliştiriyorum ve piyasayı daha iyi anlamaya çalışıyorum. Bu, ağacın köklerinin yayılması gibi. Şu an için görünür bir büyüme olmasa da, bu süreç gelecekteki güçlü büyümenin temellerini atıyor. Nasıl ki ağaç, zamanla ve doğru bakımla yavaş yavaş boy verip dallanıp budaklanırsa, portföyümün de zamanla aynı şekilde gelişeceğine inanıyorum. Aylardır belki milim ilerleme olmadı ama her ekleme, her analiz ve her öğrendiğim ders, geleceğe yönelik sağlam bir yatırım. Bu süreçte sabır ve istikrar çok önemli. Tıpkı bir bahçıvanın genç ağacını her gün sulaması, bakım yapması gibi, ben de portföyümü düzenli olarak gözden geçiriyor ve gerekli ayarlamaları yapıyorum. Belki şu an için göz alıcı sonuçlar yok, ama uzun vadede bu emeklerin meyvelerini toplayacağıma inanıyorum. Sizlerle bu süreci paylaşmakta hem kendi motivasyonumu artırıyor hem de belki benzer durumda olan yatırımcılara ilham veriyor olabilir. Unutmayalım ki, finansal büyüme de tıpkı bir ağacın büyümesi gibi, zaman ve özen isteyen bir süreç. Gelecek aylarda daha olumlu gelişmeler paylaşabilmeyi umuyorum. Kim bilir, belki de bir sonraki güncellememde, ağacımızın ilk filizlerini verdiğini göreceğiz! 🌱💼


Her neyse, ağaç metaforuyla biraz dallandırıp budaklandırdık konuyu 😀 Şimdi, genç fidanımızın son durumuna bir göz atalım. Portföyümün güncel halini sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakalım, köklerimiz ne kadar derinleşmiş, dallarımız ne yöne uzanmış:




Bu ay EGEEN hariç tüm hisselerde alımlar gerçekleştirdim. 7 AKSA, 4 FROTO, 3 EREGL, 2 TOASO, 4 ISDMR, 39 TUPRS, 3 TTRAK, 27 ISMEN, 1 KORDS ve 69 SISE eklemesi yaptım. Portföy büyüklüğüm ise yeniden 16.000 $ altına düşerek 15.569,80 $ olarak gerçekleşti.



Her bir alımın fiyatını tek tek not etmek oldukça zamanımı alıyor. Bu nedenle, ay içinde eklediğim toplam lot sayısını ve bu lotların ay sonunda ulaştığı değeri sizlerle paylaşmak istedim. Yukarıdaki tabloya baktığımızda, ay içinde eklenen lotların toplamının ay sonunda 17.513 TL'ye ulaştığını görebilirsiniz.



Bunların yanı sıra, bu ay kira masrafımı ciddi oranda azaltacak bir adım attım ve daha uygun bir eve taşındım. Kira miktarında bir azalma olsa da taşınma masrafları nedeniyle bu durumun alımlarıma etkisini birkaç ay sonra hissedeceğim.

Kısaca toparlamak gerekirse, yolculuğum tüm hızıyla sürüyor. Yıl sonu 20.000 dolarlık portföy hedefine doğru her gün küçük ama kararlı adımlarla ilerliyorum. Henüz yolun başındayız; önümüzde daha nice yeni fırsatlar ve aşılması gereken engeller olacak ☺️ Bu finansal yolculukta yanımda olduğunuz ve deneyimlerimi sizlerle paylaşma fırsatı verdiğiniz için hepinize gönülden teşekkür ederim.


Sevgi ve başarı dileklerimle, bir sonraki güncellememizde görüşmek üzere!



“Birikim, geleceğin sessiz bekçisidir; lüks ise anın doyumsuz hırsızı.”



Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...

 

Merhaba değerli arkadaşlar ✋




Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini fark ettiniz mi? Daha dün gibi hissettiren yıllar bir çırpıda geçti gitti. Bu süre zarfında hayatımızda birçok şey değişti, hatta bazı alışkanlıklarımızı bile gözden geçirdik. İşte tam da bu süreçte, Eurobond'lar hayatımıza girdi ve birçoğumuzun dikkatini çekti. Peki, bu Eurobond'larla geçen 10 yılda neler oldu dersiniz? Gelin, bu sorunun peşinden gidelim ve bir hesap yapalım.


10 yıl boyunca her ay Eurobond alan bir yatırımcıyı düşünelim. Bu yatırımcı, zamanla biriktirdiği Eurobond'larla bugün ne durumda? Fiyatlara ve getirilerine baktığımızda, böyle bir strateji izleyen yatırımcı, uzun vadede düzenli bir getiri sağlamış gibi görünüyor. Ancak, bu getiriyi anlamlandırmak için bir karşılaştırma yapmak gerekli. Burada devreye ABD enflasyonu giriyor. ABD'deki enflasyon oranları, aslında yatırımcının reel getirisini anlamamıza yardımcı olan bir anahtar. Çünkü yatırım, yalnızca nominal getirilere bakılarak değerlendirilmemeli; enflasyon gibi faktörler göz önüne alındığında, gerçekte ne kadar kazandığınız daha net ortaya çıkar.


Hesaplamalarımı yaparken, 2043 vadeli Eurobond fiyatlarını temel aldığımı belirtmek isterim. (Son 10 yılın 2043 vadeli Eurobond fiyatlarını görmek için tıklayınız.) Ayrıca, her ayın 1’inde geçerli olan açılış fiyatlarını kullandım.


Senaryo 1;

Her ay düzenli olarak alımlar yapıldığında,



Toplam Ödenen Miktar: $94602

Ulaşılan Eurobond Sayısı: 120

Tahmini Yıllık Pasif Gelir: $5851,20

Tüm Süreç Boyunca Alınan Toplam Kupon Ödemesi: 30.231,2 $

Güncel Değer: 85.832,4 $

Alınan Kuponlarla Beraber Toplam Güncel Değer: 124.833 $

Kâr Oranı: % 31.96


İlk olarak, her ay düzenli Eurobond alımı yaptığımızı ve kupon ödemelerini başka bir yatırımda kullanmadan biriktirdiğimizi varsayalım. Bu 10 yıllık süreçte toplamda 94.602 dolar yatırmış olurduk ve 120 adet Eurobond’a sahip olurduk. Bu yatırımların getirdiği tahmini yıllık pasif gelir ise 5.851,20 dolar gibi bir rakama ulaşırdı. Tüm süreç boyunca alınan toplam kupon ödemesi ise 30.231,2 dolar olurdu. Bugün bu Eurobond’ların güncel değeri 85.832,4 dolar seviyesinde ve kupon ödemeleriyle birlikte toplam değer 124.833 dolara ulaşmış durumda. Bu da yatırdığımız paranın %31,96 oranında bir kâr sağladığı anlamına geliyor. Ancak gelen kuponları hesaba katmazsak güncel durumda ana paramızın yaklaşık %10 civarında erimiş olduğunu görebiliriz.


Gelen kuponlar yeni Eurobond alımlarında kullanıldığında ise;


Toplam Ödenen Miktar: $75708,26

Ulaşılan Eurobond Sayısı: 136

Tahmini Yıllık Pasif Gelir: $6631,36

Güncel Değer: 97.306,64 $


Peki, kupon ödemelerini yeni Eurobond alımlarında kullansaydık nasıl bir sonuç elde ederdik? Bu stratejiyi izlediğimizde, toplamda 75708,26 dolar ödemiş ve 136 adet Eurobond biriktirmiş olurduk. Bu ek yatırımlar sayesinde tahmini yıllık pasif gelirimiz 6631,36 dolara yükselirdi. Eurobond’larımızın güncel değeri ise 97.306,64 dolar seviyesine ulaşırdı.


Son 10 yılın ABD enflasyon oranı : % 32 (Hesaplama için tıklayın)


Son 10 yılın ABD enflasyon oranı %32 olarak gerçekleşti. Ancak bu oranı direkt olarak yatırımlarımızla karşılaştırmak doğru olmaz. Çünkü biz her ay düzenli alım yaparak yatırımımızı zaman içinde parçalara böldük; 10 yıl önce toplu bir alım yapmadık. Bu da, enflasyonun etkisinin yıllar içinde farklı zaman dilimlerine yayılması anlamına geliyor. Dolayısıyla, yatırımımızın performansını değerlendirirken, sadece genel enflasyon oranını değil, yaptığımız düzenli alımların zamanlamasını da göz önünde bulundurmak önemli. Yinede bir karşılaştırma yapacak olursak enflasyonun epey üzerinde bir kazanç sağladığımızı söyleyebiliriz. 


Senaryo 2; 

Peki alımlarımızı her ay değilde 2 ayda 1 şeklinde yapsaydık ne olurdu ?



Toplam Ödenen Miktar: $47.550

Ulaşılan Eurobond Sayısı: 60

Tahmini Yıllık Pasif Gelir: $2925,60

Tüm Süreç Boyunca Alınan Toplam Kupon Ödemesi: 14.871,8 $

Güncel Değer: 42.916,2 $

Alınan Kuponlarla Beraber Toplam Güncel Değer: 57.788 $

Kâr Oranı: % 21,5


Bu süreçte alınan toplam kupon ödemeleri ise 14.871,8 dolar olmuş. Güncel değer ise 42.916,2 dolara ulaşmış, kuponlarla birlikte toplam güncel değerimiz 57.788 dolara çıkmıştı. Bu, %21,5'lik bir kâr oranına işaret ediyor. Fakat gelen kuponları yine hesaba katmadığımızda ana paramızın yaklaşık %10 eridiğini söyleyebiliriz.


Gelen kuponlar yeni Eurobond alımlarında kullanıldığında ise;


Toplam Ödenen Miktar: $33.324,71

Ulaşılan Eurobond Sayısı: 60

Tahmini Yıllık Pasif Gelir: $2925,60

Güncel Değer: 42.916,2 $

Kâr Oranı: % 28,8


Kuponları yeni Eurobond alımlarında kullanarak yatırımlarımızı artırdığımızda sonuçlar daha etkileyici hale geliyor. Bu stratejiyle, toplam ödenen miktar 33.324,71 dolara düşerken yine 60 Eurobond sahibi olunmuş ve tahmini yıllık pasif gelirimiz 2925,60 dolar olarak korunmuş. Güncel değere göre %28,8'lik bir kâr oranı sağlamış.


Kısacası düzenli olarak Eurobond alan bir yatırımcının bu stratejiyle güzel sonuçlar elde ettiğini görebiliyoruz. Toplam ödenen miktarın düşmesi, tahmini yıllık pasif gelirin artması ve güncel değerin yükselmesi bu yaklaşımların etkili olduğunu gösteriyor. Enflasyonu aşmak da cabası! Elbette geleceği kesin olarak tahmin etmek zor olsa da, geçmiş deneyimler geleceğe ışık tutar. İşte bu yüzden geleceği şekillendirmek için bugün ne yaptığımız önemlidir. Unutmayalım ki her an yeni bir başlangıçtır.



Sonuçlar oldukça güzel görünse de, hesaplamalar ana portföyümüzün $ enflasyonuna karşı dirençli olabilmesi için her kupon ödeme döneminde bir miktar geri alım yapılmasının önemini vurguluyor. Peki, bu geri alım miktarı ne olmalı? Eurobond portföyümüzle alım gücümüzü nasıl koruyabiliriz? Gelecekte, Eurobond güvenli geri alım noktasını belirleyen çalışmamı paylaşacağım. Lütfen takipte kalın! 😊


Yeniden görüşmek dileğiyle !

Not-1: Yukarıda yapılan tüm hesaplamalar için Eurobond Hesaplama Aracını bu linke tıklayarak kullanabilirsiniz.

Not-2: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...

   Sevgili yatırımcı dostlarım, hepinize merhaba!



Son yıllarda yatırım dünyasında adını sıkça duyduğumuz bazı hisseler, dönem dönem büyük ilgi odağı olmuş ve yatırımcıların radarına girmiştir. Peki, bu hisselerin en çok konuşulduğu anlarda yatırım yapsaydık, bugün cebimizde ne olurdu? Ya da biraz daha ileri gidip, bu hisselere en popüler oldukları andan iki yıl önce kimsenin konuşmadığı dönemlerde adım atsaydık, sonuçlar nasıl değişirdi? Gelin, hep birlikte zaman tünelinde kısa bir yolculuğa çıkalım ve bu merak uyandıran senaryolara bir göz atalım. Bakalım geçmişin trendleri, bugün bize ne kazandırırdı.

Google Trend verilerine göre, son 20 yılda en popüler 10 hisse şu şekilde sıralanmış: THYAO, SASA, ASELSAN, TUPRS, PETKİM, HEKTS, EREGL, ZOREN, FENER ve KOZAL. Şimdi, bu hisselerin sırayla en çok konuşulduğu tarihleri belirleyelim.

1) THYAO


Grafikten de görüleceği üzere THYAO terimi en çok Ağustos-2023 tarihinde aratılmış.

2) SASA


Grafikten de görüleceği üzere SASA terimi en çok Kasım-2022 tarihinde aratılmış.

3) ASELSAN


Grafikten de görüleceği üzere ASELSAN terimi en çok Kasım-2017 tarihinde aratılmış.

4) TUPRS


Grafikten de görüleceği üzere TUPRS terimi en çok Eylül-2023 tarihinde aratılmış.

5) PETKIM


Grafikten de görüleceği üzere PETKIM terimi en çok Ocak-2023 tarihinde aratılmış.

6) HEKTS


Grafikten de görüleceği üzere HEKTS terimi en çok Kasım-2022 tarihinde aratılmış.

7) EREGL


Grafikten de görüleceği üzere Eregl terimi en çok Kasım-2022 tarihinde aratılmış.

8) ZOREN


Grafikten de görüleceği üzere Zoren terimi en çok Ekim-2023 tarihinde aratılmış.

9) FENER


Grafikten de görüleceği üzere Fener terimi en çok Eylül-2020 tarihinde aratılmış.

10) KOZAL


Grafikten de görüleceği üzere Kozal terimi en çok Ocak-2023 tarihinde aratılmış.

Şimdi, bu hisselerin en popüler oldukları tarih ve 2 yıl öncesi olmak üzere, iki farklı senaryoda geçmişten günümüze kadar olan getirilerini hesaplayalım.



Sevgili okuyucular, şimdi gelelim analizimizin en heyecan verici kısmına!


Yukarıdaki iki tablo, son 20 yılın en popüler 10 hissesini mercek altına alıyor ve bize ilginç bir hikâye anlatıyor. Ve inanın, sonuçlar beni de şaşırttı! İlk bakışta göze çarpan şey, popülerlik zirvesinde alınan hisselerin, sessiz sakin dönemlerde alınanlara kıyasla çok daha düşük getiri sağlaması. Bu durumu görünce, ünlü yatırımcı Warren Buffett'ın sözü aklıma geldi: "Başkalarının açgözlü olduğu zamanlarda korkak, korkak olduğu zamanlarda açgözlü olun." Sanki tablolarımız bu sözü doğrular nitelikte, değil mi?

Düşünsenize, herkes bir hisse hakkında konuşurken, sosyal medya çalkalanırken, o hisseyi almak kulağa ne kadar cazip geliyor. Ama veriler bize bunun tam tersini söylüyor. Sessizlik içinde, kimsenin fark etmediği anlarda alınan hisseler, uzun vadede çok daha büyük kazançlar sağlamış. Bu sonuçları görünce, kendi yatırım deneyimlerimi düşündüm. Kaç kere "herkes alıyor, ben de alayım" diye düşünmüşümdür kim bilir? Ama şimdi anlıyorum ki, bazen kalabalığın tersine hareket etmek, daha akıllıca bir strateji olabilir. Peki bu ne anlama geliyor? Bence bu veriler, bize soğukkanlı ve sabırlı olmanın önemini hatırlatıyor. Popüler olan her şeyin karlı olmayabileceğini, bazen gözden kaçan fırsatların daha değerli olabileceğini gösteriyor. Tabii ki, her yatırım kararı birçok faktöre bağlı ve geçmiş performans gelecek için bir garanti değil. Ama bu analiz, bize piyasa psikolojisi hakkında değerli ipuçları veriyor. Belki de asıl mesele, trend olan değil, trend olma potansiyeli taşıyan hisseleri keşfetmekte yatıyor.


Siz ne düşünüyorsunuz? Bu sonuçlar sizi de şaşırttı mı? Kendi yatırım stratejilerinizle bu bulguları nasıl bağdaştırıyorsunuz? Yorumlarınızı merakla bekliyorum. 

Bu yolculuğumuzun devamında, bu verileri nasıl günlük yatırım kararlarımıza uyarlayabileceğimizi konuşalım. Kim bilir, belki de geleceğin en karlı yatırımları şu an kimsenin konuşmadığı hisselerde gizlidir!


Yeniden görüşmek dileğiyle !

Not: Yazdıklarım tamamen kendine nottur. Hiçbir tavsiye içermemektedir...